Çalma Listeleri

Ev Hediyesi #2: Umut Serdaroğlu

Yeni çalma listesi serimiz Ev Hediyesi’nin ilkinde hem bu etkileşimlerin benim için ne kadar kıymetli olduğunu hem de serinin formatını uzun uzun anlatmıştım. Bu ve daha sonraki listelerde ve yazılarda konuklarımdan daha az rol çalacağım için direkt konuğumuzu takdim edeyim; BirGün gazetesinde birkaç ay birlikte çalışma fırsatı bulduğum ve bu süreçte yakın arkadaş olduğum Umut Serdaroğlu.

Umut bir sosyolog olmakla birlikte gazetede tam anlamıyla bir jokerdi. Birlikte kültür haberleri için fikir alışverişinde bulunduğumuz zamanlarda müzikten ve Galatasaray’dan sıklıkla konuşur olduk ve haliyle yakın arkadaş olduk. Plak kültürünü ve müziğin altın çağı 70’leri konuşmaktan en çok keyif aldığım akranlarımdan biri de ta kendisi olur. Hem dün akşam yayımladığımız Haftalık Z Raporu’nu hazırlarken hem de Umut ile bu listeyi hazırlarken içinde bulunduğumuz 7 Ekim gününün etkisindeydik. Gerisini Umut anlatsın:

“Erkin benden bu liseyi hazırlamamı istediğinde aslında kafamda tamamen farklı bir konsept vardı. Biraz daha chill, indie… Yani günümüze daha uyan müzikler yer alsın istiyordum. Ancak İsrail ve Filistin arasındaki gerilim ve kanlı çatışmaların tekrar gündeme gelmesiyle geçmişe, özellikle çiçek çocukların zamanına, tekrar dönmemiz gerektiğini düşündüm. Son zamanlarda dünya kaosun hâkim olduğu bir yer haline geldi. Geçmişten günümüze bunları aslında çok yaşadık, hep yaşıyoruz.

Ancak 21. Yüzyıl vekalet savaşları, darbeler, azınlıklara yönelik saldırılar sosyal medya ve gelişen iletişim ağı ile daha çok gözle görülür hale geldi. Bir taraftan doğuda ve güneyde emperyalist güçlerin yarattığı tahribat her gün yeni sonuçlar doğururken diğer taraftan batıda yükselen aşırı sağ ile azınlıklara, özellikle mültecilere, yönelik saldırılar ve yaşananlara iki üç kişiden başka sesin çıkmaması, “İnsanlığımızı mı kaybettik lan acaba?” diye tekrar tekrar düşünmeme yol açıyor. Geçmişte ise toplumsal muhalefet, özellikle ABD gibi ayrımcılığın yaşandığı yerlerde, çok daha güçlü ve çok daha ses getirmişti. 60’ların Çiçek Çocukları, Sivil Haklar Hareketi, Feminist Hareketi ve dahası büyük etki bıraktı ve kazanımları günümüzde hâlâ devam ediyor. Bu nedenle geçmişe, özellikle 60’lara ve 70’lere dönüş yapmamızın gerektiğini düşünerek bu psych ve prog listeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Umarım severek dinlersiniz.”

Böyle günlerde, aslında epeyce alışık olduğumuz bu kaotik zamanlarda en çekindiğim şey kendimi aniden radikal bir konuma yerleştirmek oluyor. Savaş, terör, kaos, şiddet, cinayet, cinnet… Adına ne dersek diyelim bunların bende yarattığı etki her şeyden önce büyük bir “şok” oluyor. Böyle anların saatler içerisinde yüzlerce bilgeyi, strateji uzmanını yaratmasını değil de insanlara bildiğini unutturacak düzeyde duygusal bir tahribat yaratmasını nispeten daha anlaşılır buluyorum. En azından ben, ikinci sürece dahil biri olarak, kendimi radikal bir pozisyon alma gayretinden önce olayları panik içinde anlamaya çalışanlar arasında buluyorum. Bugün de böylesine zor bir gün oldu. Listemizin formatı icabı ben Umut’a uyum sağlamakla yükümlüyüm. Çok sevdiğim dönemlerden, çok sevdiğim grupların şarkılarını eklediği bu listeye büyük bir onurla eşlik edeceğim.

Müzik, uzun süre durup düşünenler için ciğerlere davet edilen oksijen kadar kıymetli, en iyi arkadaş kadar yoldaş. Bu listeyi bu duyguyla hazırlıyoruz. Umarız ki bir nebze olsun nefes almanıza yardımcı olsun.

“Lascia la rabbia / Lascia il dolore / … / Lascia le armi e vieni a vivere con la pace” (Gianni Sassi & Area, 1973)

Erkin Can Seyhan

Gazeteci, müzik aşığı.