Ev Hediyesi #4: Büşra Bozdemir
Seneler önce bir arkadaşım hediye ettiği kitabı, Erlend Loe’nun Naif Süper’ini, bana verirken şöyle demişti: “Bu kitapta seni yazmışlar.”
Karakterin benimle benzeştiği nokta, dünyayı çoğunlukla listeler üzerinden anlamlandırması, her şey hakkında liste yapabilme arzusu ve becerisiydi. Hatırlıyorum, ilk âşık olduğumda bile sevme biçimimi anlamlandırabilmek için liste yapar, leylâlık anlarımı ya da aşktan uzaklaştığım zamanları listelerdim. Bazen günlerin yirmi dört saate sığmayacak duygular yüklediği zamanlarda ise o karmaşadan çıkmak için kötü hissettiren şeyleri sıralardım; sevdiğim biri tarafından gözetilmemek, tek başına kıyma yemek, zencefilli herhangi bir üşütme ilacı, samimi olmayan bir tebessüm vermek zorunda kalmak… İşin sonu en sonunda elbette ki müzik listelerime de dayanacaktı. Zaten bir insanın hava durumunu sırası bile bir hikâye yazan çalma listelerinden başka daha iyi ne verebilirdi ki?

(Fotoğraf: Büşra Bozdemir)
Pandemide birçok dramatik şey oldu elbette ama ben varoluşsal olarak çok sıkıldım. Öğrencilerimin yüzünü göremediğim, enerjisini hissedemediğim onlarca saat ders verdim. Öyle sıkıldım ki bir liste yapsam ilk ona girerdi bu sıkılmam. Elbette ki, Türkiye’de kadın olmanın bana öğrettiği şeylerden biri olarak herhangi bir güçlükten bir sızıntı bulmalıydım. Yoksa ruhum çürüyecekti. Sonunda derslerde arkadan müzik çalarken ders anlatmayı, sonralarda ise ders aralarında listeler yapmayı akıl ettim. O yüzden bunun Spotify’da 228’inci listem olacak olması beni deli yapmaz, yalnızca müziği her zaman olduğu gibi, çatlaktan sızan güneş yapar.
Listeye bakıldığında belki belli bir iklimde sabit kalınmamış, kafa karışıklığı yaşanmış gibi gözükebilir. Ama aksine Türk sanat müziği ile King Crimson’ı, Camel ile Ezginin Günlüğü’nü birleştiren sanılanın aksine oldukça geniş bir anlam yelpazesi, onları bütünleyecek bir yaşam deneyimi var. Umarım siz de benim gibi o yelpazenin altında, Tom Robbins’in dediği gibi “durup bir mola verirsiniz”. Erkin’e, tutkusunu üretime dönüştürürken emek vermesi ve zevkime güvenmesi inceliği için teşekkürle…
Büşra Bozdemir
Bugünlerde müzik üzerine yazı yazıp sevdiği albümleri, memleket tarihindeki kırılmalarla bağdaştırarak içselleştiren ve bu bilgileri, birikimleri, duyumları, okunan ve dinlenen anekdotları dost sohbetlerinde pekiştirmiş biri olarak çalma listelerinin yeri bende de çok özel. Zira 2014 yılında ilk konser yazımı yazarak başladığım bu yolculukta 2017 ile 2019 arasında müthiş bir geriye gidiş yaşarken yeniden müziğe derin ilgi beslememi sağlayan kırılma noktası, muhabbetini çok sevdiğim arkadaşlarımın içimdeki küllenmiş tutkuyu yeniden harlamak için sürekli olarak benden çalma listesi yapmamı istemeleri olmuştu. Özellikle pandemide, yeni bir liste dinlemenin keyfi o kadar güzel geliyordu ki tıkandığım noktada aynı arkadaşlarıma benzer parçalardan oluşan farklı farklı listeler hazırlayıp tekrar tekrar aynı şarkıları dinlemeye başlamıştık. Bunun böyle gitmeyeceğini anlayınca, liste yapma eğilimimi, her listeyi hazırlarken o anda keşfettiğim yeni şarkılarla yeni listeler hazırlamaya başladım. Sonra bu benim için bir metoda dönüştü ve Bu Albümün Nesi Güzel’de “Haftalık Z Raporu” olarak hayat buldu. Haftalık Z Raporları toplamda 1000 parçayı geçti ve yarısına yakını, listenin hazırlandığı günün ya da haftanın keşfi oldu.
Büşra’nın müzikle ilgili tanımını haklı çıkarmaktan gurur duyarcasına 2019’dan beri öyle zannediyorum ki 300’e yakın çalma listesi yapmışımdır. İlk başlarda bu listeleri, hazırladığım insanlara özel olarak yaptığımı düşünürken sonradan fark ettim ki bu benim kendi içimde bir gelenek, bir alışkanlık, bir özellik. Ve hayatıma dahil olup o samimiyeti hissettiğim her insana büyük bir özenle sunduğum küçük bir jest. Burada Bu Albümün Nesi Güzel’e ilgi gösteren insanlar için hazırlamaya çalıştığımız haftalık ve özel gün listelerinin yanı sıra kişisel olarak hazırladığım listelerin hemen hepsinin bir ismi, küçük bir notu ve mümkünse çekimi bana ait bir fotoğrafı olur. Her listeye de mutlaka tarih düşerim. İnsan belki en özel çalma listelerini kendisine hazırlar ama ben gerçek hayatta tanıştığım veya bu mecrayı takip eden arkadaşlarım için hazırladığım her listede kendimi yeni şarkılar, yeni türler keşfetmeye zorlaya zorlaya, tabiri caizse “az zamanda çok ve büyük işler yaparak” birbirinden kaliteli şarkıları belleğime işleme şansı elde ettim.

(Fotoğraf: Erkin Can Seyhan)
İnsan, her yeni şarkı keşfettiğinde ve özellikle de alışkın olduğu türlerin dışında yeni şarkılara kapı açtığında bildiklerini aşıyor. Geniş kitlelere yayılan standartların yerine alt kültürlere ait niş müziklere ulaşmak da bu doyumsuzluk ile mümkün oluyor. Yer yer en popüler grupların en ünlü şarkılarını es geçerek aynı türün çok da popüler olmadığı ülkelerde, kıyıda köşede kalmış grupları keşfetmek belki biraz garip ama insan kendine yakın bulduğu ve dostluk kurabildiği insanları bazen bu niş ortaklıklarda buluyor.
Büşra, nam-ı diğer Büjgan ile tanışma sürecimiz de benim onun fotoğraflarını övmem üzerine onun da Bu Albümün Nesi Güzel hakkındaki sözleri ve benimle paylaştığı nefis şarkılar ile başladı. Büşra’nın bana önerdiğinden beri müptelası olduğum, aslında Ari Barokas’tan dinlemiş olduğum ama orijinalinden bihaber olduğum İki Çift Laf, o günden sonra birçok arkadaşıma hazırladığım listelerde kendine yer buldu.
Kıymetli arkadaşım Büşra ile her konuştuğumuzda fotoğraf, müzik, Ankara – İstanbul etkileşimleri, kıymetli ortak arkadaşlar ve biraz da politika ortak muhabbetlerimizin olguları oldu. Ev Hediyesi’nin belki ilk konuğu Büşra olmadı ama ilk haberleştiğim ve söz aldığım iki kişiden biri Büşra olmuştu. Kendisine ilgisi, desteği, paylaşımı ve belki de her şeyden önemlisi; depremden sonraki haftalarda tanıştığımız sırada söylediği güzel sözlerle Bu Albümün Nesi Güzel’in devamlılığı için verdiği cesaret için çok teşekkür ederim. Biz henüz yüz yüze görüşmüş arkadaşlar değiliz ama sizler bizim gözümüzden birer kare görün diye bu yazı özelinde Büşra’nın gözünden Ankara ve benim gözümden İstanbul’u ifade eden birer fotoğrafı da sizinle paylaşmak istedik. Büşra’ya fotoğrafını kullanmamıza izin verdiği için ayrıca teşekkür ederim. Bence harika fotoğraflar görmek için Twitter ve Instagram’da kendisini takip etmelisiniz.
Ev Hediyesi’nin dördüncü bölümü huzurlarınızda. Büşra fazlaca cömert davranıp listenin ekseriyetini oluşturdu ve hiçbir parçaya kıyamadığımız için benim iş yüküm bu hafta epeyce hafifledi (gülücük). Ona ve size teşekkür ediyor, keyifli dinlemeler diliyorum!
Erkin Can Seyhan