Çalma Listeleri

Ev Hediyesi #10: Can Öktemer

Ev Hediyesi bu hafta 10’uncu bölümüne ulaşıyor. Konuğumuz; Ankara’dan dostumuz, yazar Can Öktemer


Müzik listesi biraz kendini dünyaya açmak gibi gelir bana. Dünyadaki konumumuzu, hissiyatımızı en çok dinlediklerimizle ortaya koyarız sanki. Birini tanımanın da en hızlı yollarından biri müzik. Çabucak fikir sahibi olabilirsiniz o kişi hakkında. Sadece kişiler bazında değil, mekanlar da öyle benim için. Boktan veya özensiz bir müziksiz seçkisi olan mekânda oturmam, sıkılırım. Başka yere gitmek isterim. İyi müzik varsa, orası tamamdır.

Buradaki listeyi hazırlarken de yazılmamış biyografim gibi kurguladım. Çocukluğu ve ergenliği 1990’lı yıllar başında geçmiş biri olarak ağırlıklı olarak nereden nereye geldiğimi de görmek istedim galiba. Yanlış hatırlamıyorsam müziğe dikkat kesilmem 1993 yılında Didim’de bir yaz kampında olmuştu. Etrafta sürekli Mr. Big’in To Be With You parçası çalıyordu. “Vay canına!” dediğimi hatırlıyorum. Blues, country karışımı akustik riff ağırlıklı giden parça müzikal zevkimi biraz şekillendirdi. Sonradan Raks Müzik’in getirdiği The Beatles Help albümü dönemi başladı. Kapak tasarımına hasta olmuştum. En çok da hard rock öncülüğü diyebileceğimiz Help’in giriş riffleri yine şapkamı uçurmuştu. Sonradan biraz rock’tan uzaklaştım. Galiba herkes aynı şeyi dinliyor hissine kapılmıştım. Yine Didim’de müzikal zevki şüpheli bir arkadaşım Metallica’nın Black Album’ü için “Mutlaka dinlemesin” dediğini, herife kıllandığım için Metallica dinlemek için milenyumu beklemiştim. Büyük hata. Kayıp zamanı telafi etmek için çok çaba sarf etmem gerekmişti.

Orta okul başında Ortaçgil’i keşfetmiştim. Şarkı sözleri ilk dikkatimi çeken şey olmuştu. Parçaların içine yerleştirdiği söz öbekleri, kelimeler, kısa öykü gibi kurguladığı parçalar “Ne diyor bu şarkıda?” hissini uyandırmıştı. Farklı bir şey dinliyor hissini veriyordu. Bülent Abi affetsin (Külliyatı tamamlamak için öğrenci harçlığı biraz yetmiyordu. Buraya dramatik keman sesi eklenebilir) Maltepe Pazarı’ndan aldığım “Bülent Ortaçgil_Karışık mp3” cd’sini almamla birlikte Ortaçgil hikayem başladı. Tüm albümlerini defalarca dinledim. Bu Şarkılar Adam Olmaz ve Light döne dolaşa geldiğim liman. Ortaçgil İçin Söylenmiş Şarkılar tribute albümüyle vaziyet derinleşti.

Milenyumdan sonra Metallica’nın S&M albümü çıkmıştı. Outlaw Torn, No Leaf Clover’ı ilk dinlediğimde cidden çarpılmıştım. For Whom The Bell Tolls, Master of Puppets, Battery’i de senfoniyle dinlemek… Sonradan konserin video kaydını da yine bir takım illegal yollardan edinmiş, defalarca izlemiştim. Albüm haliyle şapkamı uçurmuştu. Kendi kendime Ömer Üründül’ün Galatasaray-Arsenal maçından sonra söylediği “Korkunç bir şey” dediğimi hatırlıyorum. S&M’le beraber Metallica’nın köklerine kadar inmiş. Tüm albümleri saatlerce dinlemiştim. 20’li yaşlara doğru müzikal kimliğim oturmuştu aslında. Aradaki kayıp zamanı telafi etmek için kim varsa dinledim. L.A. Guns, Whitesnake, Mötley Crue, Skid Row keşifleri hep bu dönem keşfettim. Whitesnake’e ayrı parantez açmak lazım tabii. Here I Go Again parçası ve Jaguar üzerinde dans eden Tawny Kitaen faktörünü de unutmamak lazım. Klibi izledikten sonra başımı döndürmüştü. Slayer’ın albümleri, Testament, Motorhead, AC/DC, Megadeth, Tool ve elbette Metallica başucundan ayrılmadı. 2000’li yılların harika projesi Audioslave’i de unutmayım elbette. Rolling Stones, Black Sabbath, Ozzy, Led Zeppelin gibi klasikler de MP3 Player’ımın en önemli konuklar oldu. Geçmişi biraz daha kazıyınca Grunge keşifleri Soundgarden ve Alice in Chains “Oha ne albümler yapmış ajanlar” dedirten cinstendi. Ve elbette Pink Floyd’u da unutmadan… Dinozor rock seçkisi hariç iyi bir caz dinleyicisi olmaya çalışıyorum. Tek beslenmek hıyarlık. Cazda çıktığım keşifler müziğin nasıl bir forma dönüşebileceği, gelenek yıkıcı hale göstermesi açısından ilginç deneyimler sunabiliyor. Bunun haricinde yolum yine bir şekilde Leonard Cohen, Father John Misty gibi singer – song writer geleneğine düşebiliyor. Sözün özü bu liste en sevdiğim roman kahramanlarından Sinek Isırıklarının Müellifi’ndeki Cemil’in kitapta söylediği gibi hayatın bir şölen olduğunu hissettiren şeylerin listesi hazırlamaya çalıştım. İyi yolculuklar.

Can ÖKTEMER


Can Abi’nin müzik listesi hazırlama motivasyonunu tanımladığı cümleler, bu sitenin yolculuğunu sürdürme motivasyonunu ifade etmek için de son derece geçerli. Yalnızca müzik listesi hazırlamak değil; müzik üzerine konuşmak ve yazmak da aslında bir öz ifade biçimi. İnsan bazen içinde taşıdığı duyguları tümüyle yansıtmakta zorlanabilir. Bazen giyim tarzının, bazen saç şeklinin, bazen diksiyonunun, bazen oturduğu muhitin, bazen yaptığı mesleğin kendi benliğini ifade etmekte yetersiz olduğunu veya kendiyle çeliştiğine inanan insanlar bu durumda kendini en temel ilgi alanlarından biri olan müzik ile ifade etmeye çalışır. Müziği doğrudan icra etmekten biraz daha farklı bir motivasyon olan bu ifade gayreti, insanı bir anlamda kendi hayatının “soundtrackleri” seçkisinin küratörü yapar.

Müzik, futbol ile birlikte benim zihnimde bir zaman tünelini temsil ediyor. Hem yaşadığım dönem itibariyle şahit olduklarımız hem de kaçırmaktan hayıflandığımız dönemlerin ruhunu hissetmek için kullandığımız soyut zaman makinesinin bize keşfettirdikleri, zihnimizin oluşturduğu geçmiş tahayyülünde bağlantıları kolaylıkla kurmamız için en etkili araçlar. Üstelik sadece severek dinlediklerimiz değil; sonradan sevdiklerimiz veya hiç sevemediklerimiz de bizim için zaman tünelini oluşturan parçaları tamamlıyor. Müzik hayatın kendisine o kadar benzer ki sevdiğimiz ve peşine düştüğümüz sanatçılar kadar hiç sevmediğimiz, maruz kaldığımız, ilkokul ve ortaokul çağlarında popülaritesine, cazibesine, trendine yenik düştüğümüz şarkılar da hayatımızın birer parçası olur. O gün yüzüne bakmadıklarımız, 2024’ün yılbaşı gecesinde tamamı akranlardan oluşan bir arkadaş grubuyla birlikte dinlendiğinde bizim için çocukluğumuzun parlak hatırasına dönüşebilir. Yine de bizi biz yapan, müzik dinlemek üzerine sakince düşündüğümüz ve derin motivasyon hissettiğimiz anda ruhumuzu ve çabamızı peşinden sürükleyen şarkılar olur. Can Abi’nin lise yılları olarak tarif ettiği 2000’lerin ilk yarısında müziği tercih ederek dinleme fırsatına sahip olamayan, 10 yaşına doğru ilerleyen bir çocukken 2000’leri bitirirken bu listedeki şarkıların tanımlandığı janrlara yönelik talebimi beyan etmek için Kadıköy’deki Yazıcıoğlu pasajına (Heavy metal CD’leri yaptırmak için) ve daha sonra 2010’ların başında ise Torrent sitelerine koşmuştum. 2008’deki Metallica konserinin Kanal D Ana Haber’deki etkisiyle gaza gelip metalci olmaya çalışan ben, benden yedi yaş büyük kuzenimin önerisi ile yola daha sağlam ve yakın bir dost ile, Pentagram ile çıkmıştım.

Pentagram sevgisinin beni getirdiği yer müzik yazarlığı ve kültür muhabirliğine vardı. Yıllar içinde müzik sevgisini ifade etmek ve insanların hayatlarına müzik kültürü ile dokunmaya çalışan biri olarak çok sayıda dost kazandım ve aktarmaya çalıştığımdan onlarca kat fazlasını öğrendim. Bir yolun sonunu hayal etmenin değil de sonsuza kadar o yolda kalmanın ne kadar harika bir hayal olduğunun farkına da bu süreçte vardım. 2023’ün başından beri, Ankara sürekli olarak temas halinde olduğum bir kent. Hem yüzüncü yıl duygusallığı hem de Ankara ile bağlantılı arkadaşlar ve ortak müzik zevkine dair muhabbetler neticesinde oluşan yeni dostluklar benim için bu “gri ve siyah” şehri neredeyse bir fahri memlekete dönüştürdü. Tabii burada esasen onur duyan, gerçek Ankaralılardan rol çalmak istemediğimi belirterek kendini fahri Ankaralı hisseden benim. Ankara olduğu yerde koskoca başkent zaten.

Kıymetli konuğum ve yaptığı işleri büyük bir heyecanla takip ettiğim Can Öktemer’e; bu haftaki Ev Hediyesi için çok teşekkür ederim. Bülent Ortaçgil’den Pentagram’a, Ankara’dan çocukluğumun ilk yıllarına bomba gibi düşmüş UEFA Kupası Finaline kadar hatırlattığı her şey bu pazar gününü güzelleştirdi. Bu hafta kendisinden aldığım pası iyi değerlendirdiğimi ve içimi gayet iyi döktüğümü düşünüyorum. Dinleyeceğiniz liste ekseriyetle Can Abi’nin seçkilerinden oluşuyor, pazar akşamınızı güzelleştireceğinden hiç şüphem yok.

İyi haftalar, saygılar!

Erkin Can SEYHAN


Erkin Can Seyhan

Gazeteci, müzik aşığı.