Çalma Listeleri

Haftalık Z Raporu #45

Bazen çok üzülüyoruz ama umutsuzluğa kapılmıyoruz, kapılmamalıyız. Öyle dileriz ki yaklaşan ilkbahar hepimiz için bu umudu yeşertsin


Bundan önceki iki cumartesiyi Z raporlarımızı yayımlamadan geçtik. Hem kişisel yoğunluklar hem de biraz şarkı ve dert biriktirme eğilimi ile verdiğimiz iki haftalık aranın ardından üçüncü haftada yine buradayız. Ancak, görüyoruz ki bu memlekette yaşananlar silsilesine dair duygularımızı biriktirmek ve içimizde tutmak için üç hafta epey uzun bir süre.

Öncelikle, bu üç haftanın günümüze en yakın ve haliyle en derin gündemi 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş ve Gaziantep depremlerinin yıl dönümüydü. Depremi ve kayıplarımızı unutmadık, her gün hatırlamaya devam ediyoruz ama öyle görünüyor ki esas sorun olayın anlık travmasından da ziyade koca bir yıla yayılan ve varlığını sürdüren sorunlarına dikkat çekmekte. Hepimizin birer insani hassasiyet olarak çok kolay uzlaşabileceği acıyı ve üzüntüyü paylaşırken bu yaşanan süreçteki kayıpların, yıkımların ve yetersizliklerin sorumlularını aramayı ve yaşanan depremleri bir “doğal afet” olarak soyutlaştırmaktan ziyade meselenin kamusal boyutu ve yurttaş hakları üzerine düşünmeyi de gerektirdiği açık. Zira insanların başına bela olan bilimsizlik, yoksulluk ve akılsızca yapılan hatalar zinciri yalnızca teknik bir konu veya yoksunlukla ele alınmaması gereken; bir o kadar da sosyal, kültürel ve politik bir konu. Zira “kader” dediğimiz şey o kadar güçlü bir şey ise dört bir yanı harap olmuş şehirlerin ortasındaki Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine ait yapının kader karşısında ne gibi bir ayrıcalığı olduğunu tartışmamız gerekir. 6 Şubat 2023’te hayatını kaybeden insanlarımızı anıyor; başta deprem bölgesindeki insanlar olmak üzere tüm memleketimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Ümidimiz, yaraların mümkün olan en kısa sürede sarılması ve gerekli önlemler alınarak böyle bir acının bir kez daha tekrarlanmaması.

Geride bıraktığımız üç haftada; geçtiğimiz günlerdeki yıldönümünde üzerine yeniden uzun uzun düşündüğümüz depremlerde en ciddi hasarı yaşamış olan ve halihazırda dertlerine derman aramaya devam eden Hatay halkının iradesi, farklı yöntemlerle tahakküm altına alındı. Can Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü, sonra da bir kamu spotu edasıyla “merkezi yönetim ve yerel yönetim farklılığının zararlarına” vurgu yapıldı. Son 10 yılda, tekrarlanan İstanbul seçimleri ile birlikte on birinci kez sandığa gidilecek olan bizler haberleriz izlerken yiyeceğimiz simide gelen zammın, seçimin ertesi gününe kadar ertelendiğini öğrendikten beş dakika sonra Anayasa Mahkemesine yönelik saldırılara şahit oluyoruz. Birkaç dakika sonra kendimizi yerel seçimlerde hangi ilkelere dayandığı asla belirlenemeyen ittifakların son durumunu müthiş bir heyecanla takip ederken buluyoruz. Neyse ki haber bülteni sonsuza kadar süren bir şey değil. Nihayet haberleri bitirip dizimize başlıyor ve “Acaba bu gece nelere zam gelecek?” kaygısından birkaç saatliğine de olsa soyutlanıyoruz. Eskiden kızardım ama artık düşünüyorum da ne şekilde olursa olsun birazcık nefeslenmek her şeye rağmen herkes için ihtiyaç.

Bugün dinleyeceğiniz Haftalık Z Raporu, hem son zamanlarda keşfettiğim parçaları hem de şimdiye kadar bu listeye girmediğine şaşırdığım ve sayıları artık epey azalmış olan, yıllardan beridir çok sevdiğim parçaları içeriyor. Bazen çok üzülüyoruz ama umutsuzluğa kapılmıyoruz, kapılmamalıyız. Öyle dileriz ki yaklaşan ilkbahar hepimiz için bu umudu yeşertsin. Bir cumartesi öğleninde dert dökümü halinde karşınıza çıkmış bu yazıyı okuduğunuz için ne kadar teşekkür etsek az. Dileriz liste de fazlasıyla hoşunuza gidecektir. Keyifli dinlemeler…


Fotoğraf: Tepebaşı’ndan Haliç (Erkin Can SEYHAN)

Erkin Can Seyhan

Gazeteci, müzik aşığı.